Kelebek ve Dalgıç

Kelebek ve Dalgıç

Dalışım daha az bunaltıcı oluyor ve zihnim bir kelebek gibi uçmaya başlıyor. ..

Bazı filmler vardır seyrederken kalbinizi yerinden söküp atmak istercesine daralırsınız, özellikle konusu gerçek hikayeden alınmışsa…. İşte “Kelebek ve Dalgıç” aynen öyle bir film… Hayata bakış açınızı kökten değiştireceğini söylemek çok iddialı bir yorum olur ancak kalıcı duygu ve düşünceler bırakacağını garanti ederim. Kendi hayatınızı sorgulayacağınız yollar açtığı ve dersler verdiği kesin.

Elle dergisinin yazı işleri müdürü Jean-Dominique 43 yaşında geçirdiği bir trafik kazası sonucu 3 hafta koma sonrası gözlerini bir hastanede açar. Kendisi “Locked-in sendromu”na yakalanmıştır. Bende ilk defa filmi seyrederken duydum bu hastalık sendromunu. “Locked-in sendromu” ne demek? Kişi sadece vertikal bakışını ve üst göz kapağı hareketlerini koruyabiliyor, bilinci açık ve göz kırparak iletişim kurabiliyor. Kısacası korkunç bir durum.

Jean-Dominique tamamen felçlidir; hareket edemez, konuşamaz, yemek yiyemez. Sol gözü, işitmesi ve aklı bu dünya ile tek bağıdır.  Havalı bir iş, sadık bir eş, iki harika çocuk ve baştan çıkarıcı yeni bir kadın ile gayet keyifli bir hayat yaşarken bir anda sadece gözü ve kulağına hapsolan bir adam.

Filmi neredeyse yarısına kadar sadece Jean-Dominique monoloğu ve sol gözünden seyrediyorsunuz. Bu özgün çekim tekniği beni hayranlık içinde bırakırken inanılmaz şaşırttı. Bu tek göze hapsolmuş çekimde Jean-Do ile beraber aynı tutsaklığı film süresince yaşıyorsunuz.

Ancak Jean-Do bu tutsaklığa boyun eğmiyor ve kendine kalan yetilerini iyi kullanarak yakın çevresi ile iletişim kurmak için çaba harcıyor, hayal ediyor ve anılarına sarılarak hayata tutunuyor. Böylece düşüncelerindeki hücre hapsinden kurtularak özgürleşmeyi başarıyor. Hatta bu haliyle eğlenmeyi bile öğreniyor. Konuşma terapistleri ile alfabeye dayalı bir iletişim kodu oluşturarak insanlarla göz hareketiyle anlaşmaya, dahası hayat hikayesini anlatacağı kitabını yazmaya başlıyor.

Ortaya Jean-Dominique Bauby’nin otobiyografisinden sinemaya uyarlanan dünyanın en inanılmaz ve pes etmeyen kişiliği ortaya çıkıyor. Benim seyrettiğim nadir çok güzel Fransız filmlerinden biri diyebilirim.

Cannes film festivali en iyi yönetmen ödülü ile birlikte bir sürü ödül toplayan filmi Julian Schnabel çekmiş. Bence bu kadar özgün ve etkileyici görüntülerin bir nedeni de Shnabel’in iyi bir ressam ve heykeltıraş olması etkin bir rol oynuyor.

Filmin Türü: Dram, biyografi

Yönetmen: Julian Schnabel

Oyuncular: Mathieu Amalric, Emanuelle Seigner, Marie Josée Croze

Yıl: 2007

Imbd: 8,0

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: